Mesleki ve Teknik Liselerde öğrenim gören öğrencilerin, okullarına ilişkin görüşlerini incelemek ve bu görüşler çerçevesinde okullarından beklentilerini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen bu çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden “durum çalışması" deseniyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu, 2017-2018 eğitim öğretim yılında Aydın İli Efeler İlçesinde bulunan iki farklı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde öğrenim gören 16 öğrenciden oluşmaktadır. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla toplanmış, içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda adalet bölümü öğrencilerinin yükseköğretime geçmeyi ve kamuda ara eleman olmayı hedeflediği, motor bölümü öğrencilerinin ise zorunlu eğitimi tamamlamayı ve eğitim aldıkları alanda meslek sahibi olmayı hedefledikleri anlaşılmıştır. Öğrencilerin birçoğunun okul tercihi yaparken herhangi bir beklentisinin olmadığı; öğrencilerin öğretmenleri tarafından motive edildiği ancak okul yöneticileri tarafından yeterince desteklenmediği ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin öğretmenleriyle olumlu ilişkiler kurdukları da araştırmanın sonuçları arasındadır. Bu çalışmanın mesleki ve teknik liselerdeki öğrencilerin okullarına bakış açısını anlamaya yardımcı olacağı düşünülmektedir.

Bu çalışmanın amacı, öğretmenlerin Türk milli eğitim sisteminde yeni uygulanmaya başlanan birer haftalık ara tatiller ile ilgili görüşlerinin belirlenmesidir. Çalışma nitel araştırma olarak planlanmış ve çalışmanın araştırma deseni durum araştırmasıdır. Araştırmanın çalışma grubunu, gönüllü olarak katılan ve amaçlı örnekleme tekniklerinden ölçüt örnekleme ve maksimum çeşitlilik örnekleme tekniği ile belirlenen 11 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak elde edilmiş ve içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. İçerik analiziyle oluşturulan kod, tema ve alt temalar, araştırmanın güvenirliğini sağlamak için eğitim yönetimi alanında görev yapan dört uzman ve bir dil uzmanının görüşüne sunulmuş ve bu görüşler karşılaştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, araştırmaya katılan 11 öğretmenin yeni ara tatil uygulamasının gerekli olduğunu belirtmişlerdir. Öğretmenlerin eğitim-öğretim hizmetleri için ara tatilin bir fırsat olduğu yönünde görüş bildirdikleri belirlenmiştir. Öğretmenler çoğunlukla ara tatilin öğrenci başarısı üzerinde olumlu etkisi olduğunu ancak çalışan velilerin bu uygulamadan olumsuz etkilendiklerini belirtmişlerdir. Eğitim-öğretim hizmetleri ve mesleki gelişim açısından da olumlu görüş bildiren öğretmenlerin çoğunlukta olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Bu araştırma, okul öncesi eğitimde Reggio Emilia ve Montessori yaklaşımlarını öğretmen görüşlerine göre karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2022-2023 eğitim öğretim yılında İzmir ili Narlıdere ilçesindeki Montessori yaklaşımına göre eğitim veren okul öncesi kurumunda görev yapan sekiz öğretmen ve Bornova ilçesindeki Reggio Emilia felsefesine göre eğitim veren okul öncesi kurumunda görev yapan sekiz öğretmen oluşturmuştur. Araştırmanın verileri yarı-yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak toplanmıştır. Bu görüşmeler sırasında, öğretmenlerden, yaklaşımla nasıl tanıştıkları, yaklaşımla birlikte nasıl bir değişim yaşadıkları, anaokulunda bir günün nasıl geçtiği, sınıf ortamı, plan, içerik, etkinlikler, değerlendirme ve dokümantasyon süreci hakkında görüşleri alınmıştır. Elde edilen veriler betimsel analiz yöntemiyle çözümlenmiştir. Okul öncesi eğitimde Reggio Emilia ve Montessori yaklaşımları ile ilgili öğretmen görüşlerinin karşılaştırılması sonucunda elde edilen bulgulara göre, her iki okulda da bu yaklaşımın doğasına uygun kazanım-göstergeleri belirlendiği, içeriğin seçildiği, ortamın düzenlendiği ve uygulamaların yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu araştırmanın amacı, eğitim fakültesi okul öncesi bölümü öğrencilerinin aldıkları ölçme ve değerlendirme dersini Hammond'un (1967) küp modeline göre değerlendirmektir. Araştırmada, nitel ve nicel araştırma yaklaşımlarının bir araya getirildiği karma araştırma deseni kullanılmıştır. Karma desen, tek başına nitel veya nicel yaklaşımların yeterli olmadığı durumlarda birlikte kullanılarak araştırma problemini daha iyi anlamaya yardımcı olmaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu 3. sınıf okul öncesi öğretmenliği öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmaya, 2016-2017 bahar yarıyılında devam eden 34 öğrenci katılmıştır. Araştırmanın nitel boyutunda ise 10 öğrenciyle görüşmeler yapılmıştır. Öğrenciler, başarı testinde elde ettikleri puanlara göre seçilmiş ve alt, orta ve üst gruplardan üçer öğrenciyle görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen başarı testi sonuçlarına göre ölçme ve değerlendirme dersi öğrencilerin bilişsel kazanımlara ulaşmalarına katkı sağladığı görülmektedir. Öğrencilerin ön test ve son test puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir artış olması öğretimin niteliğinin bilişsel davranış düzeyinde etkili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca öğrencilerle yapılan görüşmelerde öğrencilerin dersi önemli buldukları belirlenmiştir.

Bu çalışmada, modern bilim ve matematik filozoflarından biri olan Lakatos’un bilim felsefesine katkısı ele alınmıştır. Lakatos, bilimsel araştırma programlarının metodolojisi ile bilimin rasyonel yeniden inşasında yeni bir ölçüt ortaya atmıştır. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden bütüncül tek durum deseni ile kurgulanmış ve doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular “Sınırlandırma”, “Yanlışlamacılığın Türleri”, “Bilimsel Araştırma Programlarına İlişkin Metodolojisi” ve “Lakatos’un Metodolojisinin Kritiği” şeklinde dört başlık altında incelenmiştir. Lakatos'a göre bilim insanları, bir araştırma programı dahilinde faaliyet göstermektedir. Bilimsel bir araştırma programı, varsayımlardan oluşan bir “katı çekirdek” ve “koruyucu kuşak” ile karakterize edilmektedir. Katı çekirdek, program içindeki tüm çalışmaların dayandığı temel varsayımlar olan yanlışlanamaz temel ilkelerdir. Koruyucu kuşak, katı çekirdeği çevreleyen yardımcı hipotezleri ve varsayımları içermektedir. Sorun çözme makinesi olan höristik ise olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Araştırma programlarını ilerletici ya da yozlaştırıcı olarak ikiye ayıran Lakatos, rakip araştırma programlarından geliştirici olan yozlaştırıcı olanı saf dışı etmektedir. Bilimsel devrimlerin yapısını da Kuhn ve Popper’dan daha farklı bir şekilde ele alan Lakatos’a göre bilimsel devrimler iki rakip araştırma programı arasında gerçekleşmekte olup; araştırma programlarından biri yozlaştırıcı diğeri ilerici ise bilim insanları ilerici olan programa katılmak istemekte ve böylece bilimsel devrimler gerçekleşmektedir. Feyerabend ve Kuhn tarafından eleştiri alan Lakatos’un metodolojisinin, bilimsözde bilim tartışmalarına yeni bir soluk getirdiği söylenebilir.

Sağlıklı olmak, fiziksel, psikolojik ve sosyal yönlerden tam bir iyilik halinde bulunmaktır. Sağlığın bozulması ise hastalık olarak ifade edilebilir. Çocuklar yaşamlarının bazı dönemlerinde çeşitli hastalıklar yaşayabilirler. Yaşanılan hastalık durumu, kısa sürede tedavi edilebilen akut hastalık olabileceği gibi uzun süreler tedaviyi zorunlu kılan kronik hastalık da olabilir. Çocuklarda en sık rastlanılan kronik hastalıklar obezite, kanser, astım, kronik böbrek yetmezliği ve diyabet olarak belirtilebilir. Uzun süreler tedavi gerektiren hastalık yaşayan çocuklar örgün eğitim kurumlarına devam edemeyebilir ve bilişsel, psikolojik ve sosyal alanlarda bazı kayıplar yaşayabilir. Eğitimde eşitlik ilkesi gereğince hasta çocukların eğitim hizmetlerinden yararlanabilmeleri için bazı önlemler alınmalıdır. Bu çalışmada sağlık ve hastalık kavramları tanımlanarak; çocuklarda rastlanan kronik hastalıklar ile kronik hastalığı olan çocukların eğitim gereksinimlerini karşılamaya yönelik uygulanan “Hastane Okulları” ve “Evde Eğitim” uygulamaları incelenecektir. Ardından, çocukların sağlık haklarını etkili bir şekilde kullanabilmeleri için ailelerine sağlanan sağlık özrü atamaları ve refakat izinleri ele alınacaktır.